Bu sene yirmi beşinci evlilik yıldönümümüzdü ve karımla birlikte bunu kendimizce güzel bir otelde kutlamak istedik. Daha Kasım ayı sonunda harekete geçip araştırmaya başladık, seçeneklerimizi bütçemizle beğendiklerimizin uyuştuğu birkaç tesise indirgediğimizde sevinirken birden her şey değişti. Karımın işyerinden arkadaşı olan Başak, yepyeni bir öneriyle kafamızı karıştırdı. Uzun yıllar turizm sektöründe çalıştığı için bize çok iyi tanıdığı birinin yöneticilik yaptığı Mirage Park Resort otelini tavsiye etti.
İnternetten hemen tesisi araştırdık, otel Antalya Göynük’te ultra her şey dâhil hizmet veren beş yıldızlı bir yer. Odalar, havuzlar, geniş bahçeler, restaurantlar ve barlar süper ama fiyatları da bizim bütçemizin üzerinde.
Başak, bu sene sizin gümüş evlilik yılınız, siz oteli beğenirseniz ben sizin için bir fiyat alırım diyerek tanıdığı kişiyi aradı ve onun yönlendirdiği kişi de bizim için uygun bir fiyat teklifi verdi. Çok fazla düşünmeden teklifi kabul ettik. Sözleşmelerle tarih belirlenince uçak rezervasyonları ile Antalya havaalanından otele transferlerini netleştirdik.
Aylar sonra valizlerimizi hazırlayıp yola koyulduk, otele kolayca ulaştık. Giriş işlemlerimiz kolayca yapıldı ve bize ayrılan odaya çıktık. Bize denize bakan kocaman bir süit oda hazırlanmıştı, taze çiçekler her bir tarafa serpiştirilmişti. Şaşkınlıkla güzellikleri seyrederken kapı çalındı, karım açtığında bir görevli genel müdürün ikramı olarak köpüklü şarap ve meyveler getirdiğini belirtti. Böyle bir karşılama beklemediğimiz için mutluluktan ne yapacağımızı şaşırdık.
Bu güzellikler ve ilgi kaldığımız bir hafta boyunca sürüp gitti. Benim esas kafamı karıştıran şey ise otelin kurulduğu yerdi. 1981 yılında ilk defa Antalya’ya gittiğimde Kemer’de Turban Kızıltepe Kampingte kalmıştım. Ertesi sene de aynı yere gitmiştim. Burada geçen güzel günlerimizi de bir hikâye halinde yazmıştım. O kamping artık tarih oldu ve yerine büyük tesisler yapıldı ama hangi tesisin olduğunu bilmiyordum. Sahilde denize girerken arkadaki dağlar bana nedense yabancı gelmiyordu, sanki kaldığımız yer Turban Kızıltepe kampingin bulunduğu sahili hatırlatıyordu.
Tatilimiz bitip eve dönünce eski resimleri ve bu hafta çektirdiğimiz resimleri yan yana getirdim. Şimdi bu resimleri sizlerle de paylaşıyorum, ben yerleri çok benzettim, sanki 37 yıl sonra aynı yerdeydim. Bakalım sizler benimle aynı fikirde misiniz?
Bu arada Başak, Fikret Bey ve Rüya Hanım sizlere çok teşekkür ederiz, her anından keyif aldığımız inanılmaz güzel bir tatil geçirdik.
Ağustos 1981 tarihinde çekilmiştir.
Ağustos 1981 tarihinde çekilmiştir. Mayolu resimleri mecburen kullandım, özür dilerim
Eylül 1982 tarihinde çekilmiştir. Mayolu resimleri mecburen kullandım, özür dilerim
Eylül 2108 tarihinde çekilmiştir.
Ağustos 1981 Mayolu resimleri mecburen kullandım, özür dilerim
[…] Yıllar sonra […]
BeğenBeğen
O yazınızı hatırlıyorum. Ne heyecan verici bir deneyim olmuş!
BeğenLiked by 1 kişi
Öyle! Oraya adım attığım anda daha önce orada olduğumu hissettim.
BeğenLiked by 1 kişi
Evet aynı sahil. Gerçekten de hafızanız muhteşem. Eh 30 olmaya az kalmış. Banu Hanım’la olan fotoğrafın altındaki tarih daha uzun yıllar birlikte olacağınız anlamında.😉 Hep mutlu olun. 👍🧿🧿 Selam ve sevgiler sizlere…
BeğenLiked by 1 kişi
40 yıl önce orada sadece orman vardı, şimdi ise resmen büyük ve kalabalık bir kasaba kurulmuş, Her yer turistik tesisler ve dükkanlarla dolmuş Bu arada güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederiz, bütün temenniler karşılıklı. Sizlerin de hayatınızdan huzur ve mutluluklar eksik olmasın.
BeğenLiked by 1 kişi
Cümlemizin diyelim. 🥰
BeğenLiked by 1 kişi