İstanbul’un Kadıköy tarafında oturanlar banliyö trenlerini de çok iyi hatırlarlar. İnsanların çevresinde yerleştiği üç ana yol vardı. Bağdat Caddesi, Ziverbey’den başlayan minibüs yolu ve Gebze Haydarpaşa tren hattı.E5 denilen Ankara yolu üzerinde ise fabrikalar yer alırdı. İstanbul tabelası bile şimdi yan yolda kalan tünelin hizasında Küçükyalı’da bulunurdu.
Her gün binlerce kişinin kullandığı bu tren yolu bir anda ortadan kaldırıldı, raylar söküldü ve Haydarpaşa öylece mahzun bırakıldı. Seneler sonra rayları sökülmüş o boş yollarda şimdi büyük kamyonlar tozu dumana katarak gidip geliyorlar.
Bu anlattıklarım yeni nesil için eminim masal gibi geliyordur ama hayatları bu yolların çevresinde geçmiş insanlar için durum daha değişiktir. Bizim oyunlarımızın, şarkılarımızın bağlandığı trenleri gördüğümüz göz farklıdır. Özellikle kara trenlerin bizim üzerimizde yarattığı etki bambaşkadır.
Vakti zamanında severek yazdığım bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Uzakta Kızıltoprak’tan gelen
O düdük sesini duyunca
Heyecanla koşardım
Feneryolu’nda ki istasyona
Derken uzaktaki dönemeçten
Tiz bir düdük sesiyle
Önce siyah bir yuvarlak baca görünür
Kara dumanlarını savurarak yaklaşırdı
Üzerinde oturduğum dut ağacının oraya
Koskocaman kara lokomotif
Büyük bir buhar bulutu içinde
Geçerdi usulca önümden
Sonra da peron başında dururdu yavaşça
Heyecanla bakardım yaşananlara
Makinist bir eli kolda eğilmiş
Arkaya doğru dikkatle bakar
İstasyon şefinin düdüğünü beklerdi
Kara lokomotifin kapısından
Büyülenmiş gibi izlerken
Etrafı kaplayan kömür ve is kokusu
Çıkan dumanlar, sesler,
Titretirdi beni heyecanla
Derken istasyon şefinin beklenen o tamam düdüğüyle
Makinist öne dönüp
Anladım der gibi önce düdükle karşılık verir
Sonra önündeki bir kolu indirirdi
Aynı alışkanlıkla
Birikmiş o güçle tekerlekler
Önce hızla kendi çevresinde döner
Sonra yavaşça o ritmik müzik gelirdi kulağıma
Haydarpaşa Pendik
Bata çıka geldik
Çuf çuf çuf çuf
Tepeden yağan kara dumanlar arasında
Yavaşça uzaklaşırdı
Gözlerimin önünden
Hayallerimle yüklenmiş vagonlarıyla
17 Aralık 2007
Tekerlemeyi biliyorum. Kara treni unutmam ne mümkün. Tayinimiz çıktığında Ağrı’dan Erzuruma geçip trenle İstanbul’a 3 gün, 3 gece de geldiğimiz de kapkara suratlarımızla Sirkeciye inmiştik.🤩 Haydarpaşa Kalkedon Antik kalıntılarının üstü kapanacak sonra da sanırım yüksek hızlı tren için hizmete açılacakmış.Yine güzel bir şiirle masal devam ediyor.👌
BeğenLiked by 1 kişi
Biz de aynı trenle geldik ve ben üst kattan aşağıya düşmüştüm. Sadece Haydarpaşa değil bütün antik kalıntıları yok etmek için uğraşıyorlar. bakalım daha ne kadarını yapabilecekler? Yurt dışında insanlar evlerini bile korurken biz tarihimizi resmen reddediyoruz. Üzülüyorum ama elimden başka bir şey de gelmiyor.
BeğenLiked by 1 kişi
Yazılarımda hep söylerim romanda geçen hayali adresleri bile turistik yere çevirmiş para kazanıyor milletler. 🤷♀️Çare bizde değil yazık.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok haklısınız ama şu şark zihniyetimiz yok mu işte o bizi öldürüyor. Çok uyanık geçinen ilginç bir toplumuz ama bunu dünya kabullenmiyor.
BeğenLiked by 1 kişi