Bir söz ile

Kendi adıma öldükten sonra yakılmayı arzu ediyorum, küllerimin denize dökülmesini, bunu karıma da söylüyorum. Bu isteğimin yaşadığımız ülkede pratiğinin olmadığının bilincindeyim ama eğer ola ki öldüğümde yurt dışında olursam isteğim bu. Eğer burada olursam da organlarımı bağışladığım için işe yarayanları alıp beni öldüğüm yerde hiç düşünmeden gömün diyorum.

Yeni vefat eden devlet sanatçısı Yıldız Kenter’in son arzusunun da yakılmak olduğunu okuyunca ilgilendim. Böyle şeylerin dile getirildiğine pek şahit olmadığımız için şaşırdım. İster istemez elimin altındaki kaynaklardan onun hayatını kurcalamaya çalıştım.

Yıldız Kenter, 1928 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş. Babası Türk, annesi İngiliz’miş. Büyükannesi ve büyükbabası vaktiyle İngiltere’de Shakespeare oynamakla ün salmış iki oyuncuymuş. Yıldız, ailesi ile birlikte Ankara Cebeci’de yaşamaya başladığında, aynı apartmanda oturan Devlet Tiyatrolarının tanınmış oyuncusu olan Agâh Hün ile yolları kesişmiş. Zamanı geldiğinde yıldız, Agâh abisinin elini tutarak konservatuarın tiyatro bölümünün imtihanına gitmiş, beş yıllık okulu dört yılda başarıyla bitirmiş.

20191118_182820

1948 yılında konservatuvardan mezun olduktan sonra Devlet tiyatrolarına katılmış. 12 Aralık tarihinde Shakespeare’in “On ikinci gece” oyununda Kontes Olivia rolüyle sahneye adım atmış. Büyük oyuncular Cüneyt Gökçer, Ulvi Uraz, Muazzez Kurdoğulları’nın arasında güzel roller oynayarak dikkati çekmiş. ”Pembe evin kaderi”, “Faast”, “Peer Gynt”, Antigone”, “Hile ile sevgi”, “Yalancı”, “Ölü Kraliçe” rol aldığı oyunların bazılarıymış.

20191118_16031220191118_160321

İlk büyük başarısı Sutton Vane’in “Öteye doğru” oyununda Mrs Bridget rolü ile gelmiş. “Miras” oyununda Catherine Solper rolüyle daha çok tanınmış. O arada Cahit Irgat ile ”Vatan için” filminde rol almış, bu onun ilk ve tek filmi olmuş. Zola’nın “Gelin-Terez Raken, Anoiulh’un “Şatoya davet” oyunlarında başrolü oynamış.

20191118_160307.jpg

Devlet tiyatrosu aktörlerinden Nihat Akcan ile evlenmiş, Leyla isminde bir kızı olmuş. 1957 yılında Rockefeller bursu ile Amerika’ya gitmiş, bir yıl Newyork ve Kanada’da tiyatro üzerine inceleme ve araştırmalar yapmış. Dönüşünde ilk rolü “Finten “ oyununda olmuş, “Yağmurcu” oyununda Lizzie, “Misafir” de kadını, “Çöl faresi” oyununda Sussie, “Öfke” de ise Allison rolleri onu daha ileriye taşımış.

1959-60 sezonunda kardeşi Müşfik Kenter ile birlikte Devlet Tiyatrolarından ayrılmışlar. İstanbul’da Muhsin Ertuğrul’un Karaca Tiyatrosu kadrosuna dâhil olmuşlar. Yıldız kenter o sıralarda eşinden ayrılmış ve o sezon “Salıncakta iki kişi” oyunuyla İlhan İskender ödülünü almış. İlerleyen yıllarda da Kent Oyuncularını kurup, “Rasomon”, “Aptal Kız”, Büyük Sebastiyanlar”, “Nalınlar” oyunlarıyla beğeni kazanıp ödüller aldığında otuz dört yaşındaymış.

Burnumu sokup hayatının 1963 yılına kadar ancak üçte birini kıyısından köşesinden inceleyebildiğim Yıldız Kenter,  2019 yılında Kasım ayının 18’sinde yaşam sahnesinde hayatının son rolünü oynadı. Böyle seçkin insanların daima sevgi ve saygıyla anılacağını biliyorum. Yıldız Kenter, nurlar içinde uyu, ışığın hiç sönmesin.

Kaynak: Ses Dergisi, 26 Ocak 1963, Sayı 5, Sayfa 26

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s