Hatırlıyorum da çocukluğumda, aile içinde babamın anneme bir gün olsun seni seviyorum dediğini kulaklarımla hiç duymadım. Filmlerdeki gibi birbirlerinin ellerini tuttuklarını, gözlerinin içine sevgi ile baktıklarını bile hatırlamıyorum. Annem sadece günlük işler, ihtiyaçlar ve çocukların gereksinimleri üzerine odaklanmıştı. Bizi koruyup kollamasından sevdiğini çok iyi biliyorduk. Kahvede oyun oynayıp biz uyuduktan sonra eve geldiği için babam konusunda aklımız biraz karışıktı.
Küçüklüğümüzde onu pek tanımadığımız için sevgi konusunu bir kenara bırakmıştık, sadece korkuyla karışık bir saygı duyardık. Kahveye gitmeyip evde olduğu nadir zamanlarda kendimizi ona göstermek için paralardık ama sakarlıklar benim asla peşimi bırakmazdı. Dikkat et dediği her şeyde ben muhakkak yapacağımı yapardım. Ama kabahat kesinlikle onundu, ne diye sürekli olarak dikkat et deyip duruyordu?
Derslerimize yardım etmesini pek istemezdik, çünkü eli kulağımızda olurdu. Hata yapıp kulak çekilmesi korkusuyla muhakkak doğru bildiğimizi yanlış söylerdik. Kulağı uzun sözünün bizde karşılığı her şeyi duymaya çalışan meraklı kişi değil babasıyla ders çalışmış çocuktu. Allahtan biraz büyüdükte yaşanan bu stress ve korku da sona erdi.
Yetmişli yılların başlarında günlük yaşamımıza televizyon denen müthiş bir oyuncu girdi. Ülkede dizi kavramı daha ortada yokken seyredilen yabancı dizilerde, sevgi ve seni seviyorum sözlerini sıkça izleyip öğrendik. Esasında daha da şaşırtıcı olan ebeveynlerimizin bunu öğrenip bizlere karşı bolca kullanması oldu. Telefonla konuştuktan sonra veda sözcükleri değişti, hoşça kalın demenin yerini sizi seviyorum sözleri aldı.
Büyüklerimiz bu dizileri seyredene kadar bu tür duygu ifade eden kelimeleri kullanmakta ya zorlanıyorlardı ya da gerçekten nasıl kullanacaklarını bilmiyorlardı. Böyle sevgi kelimelerini annemden hele kahve kültürüyle yoğrulmuş asker emeklisi babamdan duymayı ölsem aklıma getirmezdim. Şimdi bana bu dizilerin kültürümüzü yozlaştırdığını söyleyin, bakalım ben size inanıyor ve sizi destekliyor muyum?
Asla böyle bir şey söylemem. Sevgi sözcüklerine hasret büyümüş bir nesil de benim gibi sizin arkanızda durmaz. Bizler de yaşanılan bu rahatlıkla zaman içinde kendimizi daha kolay ifade etmeye başladık. İçimizden geçen sevgi sözcüklerini karşımızdakilere rahatlıkla söyler olduk.
Şimdilerde ise aşkım lafı sıkça kullanılmaya başladı, anneler çocuklarına, arkadaşlar ve komşular birbirine, yani çoğu kişi sevgili olmasa da birbirine iki lafın arasında aşkım diye hitap ediyor. Rahmetli kız kardeşimi de bu konuda defalarca uyarmıştım, ağız alışkanlığıyla bana aşkım deyip duruyordu. Kendi arkadaşları arasında bu sözcük yoğun bir şekilde kullanılıyor olabilirdi ama bana da böyle hitap etmesi doğru gelmiyordu. Doğal olarak birkaç defa bozuştuk ama bana böyle hitap edemeyeceğini de sonunda anlamıştı, ben onun sadece abisiydim ne eksik ne fazla.
Gördüğüm kadarıyla ise sevgi sözcükleri teknolojik gelişmelere paralel olarak bir parça değişti, özellikle mesaj dilinde konu bizi çoktan aştı. İster otobüste ister başka yerlerde insanlar artık cep telefonları ile arkadaşlık etmeye başladı. Artık konuşulmuyor, herkes kendi dünyasında yaşıyor. Özellikle çiftlerde gözüme çarpan telefonlu iletişim beni çok eğlendiriyor. Masada karşılıklı oturmuş iki kişinin de bütün dikkatlerini telefonlarına vermesini anlamıyorum. El ele tutuşup gözlerin sevgi deryasında batıp çıkmak, konuşmak varken bu saçmalığı bana hiç kimse açıklayamaz.
Çok eski yıllarda bir minibüste yazılmış olan yazı dikkatimi çekmişti, ‘Sen sus, gözlerin konuşsun!’ Şimdi herhalde yazı şöyle değişmiştir, ‘Sen sus, parmakların işlesin!’ Bakalım gelecekte daha nelerle karşılaşacağız?
Siz bana bakmayın, ben biraz eskidim. Hep sevgiyle kalın.
Hahaha. Bir de annecim babacım ablacım var çocuklara söylenen. Nasıl atladın bilmem bunu. Ben de buna takılmış durumdayım😂
BeğenLiked by 2 people
Aslında atlamadım, yazmıştım ama fazla gelir diye sildim.
BeğenLiked by 1 kişi
İşin enteresanı bu eleştiriler sürekli yapıldığı ve sakıncalı olduğu vurgulandığı halde, dikkat ediyorum dizilerde bile bu şekilde hitap tarzı kullanılıyor.
BeğenLiked by 1 kişi
Maalesef öyle! İnsanlarımız dizilerde galiba kendilerini buluyorlar ve konuşmaları severek taklit ediyorlar.
BeğenLiked by 1 kişi
Halbuki sevgiyi/sevgimizi gösteceğimiz her davranılın ayıp olarak anlamlandırılması ne acı 🙂
BeğenLiked by 1 kişi
Bu günlerde sevgi ile sahiplenmek kavramları birbiriyle çok karıştırılıyor. Ayrıca kusurları sevgiyle sıvayanlar çoğaldı, her davranışı bir yerlerde yazılıymış gibi eleştirip değiştirmeye çalışmak işte esas sorun bu. Özgür bir insanı olmayan sınırlarla çevrelemek ve cahil bırakmak. En büyük ayıp işte bence bu.
BeğenBeğen