Esas karışıklık ve yabancılaşma artan nüfusla, büyümeyle ve gelişen teknolojiyle birlikte ortaya çıktı. Küçük tek katlı evlerden çok katlı apartmanlara geçmemiz ve aynı çatının altında yaşayan insanların birbirlerinden uzaklaşması, samimiyetin ve dostluğun ortadan kaybolması yaşadığımız bir gerçek. Aynı kapıdan girip çıkan insanların birbirini selamlamaması, hatır sormaması eskiden olsa çok ayıplanırdı ama şimdi çok normal karşılanıyor.
Eskiden bir mahallede yaşayan kişiler şimdi neredeyse aynı binanın içine sığmış durumdalar. Birbirini tanımayan insanların olduğu yerde, sınırlı sermayesiyle onlara güvenip veresiye verecek bakkalların olmasını düşünmek de saflıktan başka bir şey olmazdı.
Bakkalları marketler mi yok etti yoksa kalabalıklaşan ve güvenilirliklerini kaybeden insanlar mı diye düşünüyorum da bence ikincisi daha doğru. Kamu vicdanı ortadan yok olmaya başlayınca, çok duyarsız bir toplum ortaya çıktı. Cahilce davranışların kabul gördüğü, yapanın yanına kâr kaldığı ve cezalandırmanın yeterli olmadığı bir sistem oluştu. Arada kalan dürüst, iyi niyetli ve adil insanların ise aptal olarak nitelendiği bir ortamda, güvene dayalı yaşayan küçük işletmelerin de yok olması kaçınılmazdı. İhtiyaçlar paralelinde bakkalların yerini doğal olarak büyük marketler aldı, o sokak arası alışveriş noktaları zamanla ortadan yok oldu.

Eskilerin o daracık hoş kokulu küçük bakkal dükkânlarından sonra şimdi gördüğümüz büyük marketler, sanki çayırlara kurulan ve hâlâ hatırladığım o eski panayırlar gibi. Aslında yüksek tavanlarıyla, baştanbaşa aydınlık ve gürültülü haliyle biraz da fabrika gibiler. Üzerlerine binlerce farklı malların konulduğu, uzun ve yüksek raflar ile birbirlerinden ayrılmış, sayamayacağım kadar çok farklı bölümler. Aralarda geniş ara yollar ile insanlara rahatlık hissi veren, sürekli havalandırılan serin bir ortam.
Şimdi küçük bir çocuk olsaydım, böylesine güzel bir oyun bahçesinde kendimi kaybeder, hiç düşünmeden aralarda koştururdum. Orada bulabildiğim yaşıtlarımla, hiç düşünmeden akşama kadar saklambaç ve ebelemece oynayabilirdim. Cam gibi parlayan cilalanmış zeminlerde, ayaklarımın üzerinde bir uçtan diğer uca, keyifle çığlıklar atarak kayabilirdim. Başka bir yüzyıldan gelmiş biri gibi, şaşkın gözlerle raflara vitrinlere bakardım.
Rahmetli annemle, çocukluğumda Edirne’de pazara giderken, kız kardeşimin eski bebek arabasını da yanımıza alırdık. Aldığımız öteberiyi içine koyduğumuz o arabayı, tüm o pazar yolculuğunda ben kullanırdım. O araba ile oyalanırken de, hiç mızmızlık etmezdim. Ah biraz geç kaldılar. Şimdiki şu market arabaları benim çocukluğumda olacaktı ki, onları bu büyük lâbirentlerin içerisinde, hiç bıkmadan günlerce ama günlerce sürerdim.
Şimdi var olan büyük marketlerde, her bir üründen, onlarca marka var. Ürünler naylon ve plastik paketler içerisinde, göz alabildiğine uzun raflarda, kategorilerine göre düzenlenip dikkatlice istiflenmişler. Etiketler, etiketler yüzlerce etiketler!
Artık hiç kimse artık kese kâğıdına pirinç doldurmuyor. Bakkal dükkânlarına girdiğimde duyduğum, biri birine karışmış kokular maalesef şimdi yok. Gazoz kasalarının arasından da dikkatle geçilmiyor. Şekerleri bakkal amca bir kavanozun içinden, uzanıp eliyle aldıktan sonra size vermiyor. Satılan tek bir Zambo çiklet bile yok. Alınanları artık bakkal amcalar kulağının üzerine iliştirdiği sabit kalemle, kalemin ucunu tükürükleyerek o kirlenmiş sarı veresiye defterlerine de yazmıyor.
Yan yana yerleştirilmiş onlarca kasa da, alınan ürünlerin etiketleri optik okuyucuyla sadece okutuluyor. Barkodu denilen bir şey icat edilmiş, her şey kolay.
Rahmetli annem olsaydı, kasadan geçerken,
“Bunları da deftere yazın Remzi Efendi,” diyemeyecekti.
Günümüzde insanca yaşamaya çalışmak bir yana sadece günlük ihtiyaçları karşılamaya çalışmak bile zaman içerisinde gittikçe zorlaşıyor. Umutsuzluk ve belirsizlik içinde çarklar nereye kadar dönecek hiç kimse bilmiyor. Benim tanıdığım bakkal amcalar artık yok, sözün değerinin olmadığı bir ortamda, bu kadar yalan dolan içerisinde de yaşamalarına imkân yoktu.
Doğru söze ne denir ki… Eskilerden hiçbir şey kalmadı maalesef. 🤷♀️😊
BeğenLiked by 1 kişi
Maalesef öyle! Bakkalların yerini malum üç market aldı, onların düzenbazlıkları ile her gün savaşıyoruz. Etiketlerin değişme hızına yetişmemiz zorlaştı.
BeğenLiked by 1 kişi